Pages

20 Mayıs 2013 Pazartesi

Çocuklarda İştahsızlık

Çocuklarda İştahsızlık
cocuklarda istahsizlik
Yemeği reddetme ya da seçici davranma özellikle 2 yaş civarında sık rastlanan olumsuz bir yeme davranışıdır.
Çoğu durumda çocuk iyi besleniyordur. Ancak ailenin beklentisi doğrultusunda yemiyordur. İştahsızlık, çocuğun besini almak istememesi ile ortaya çıkan bir durumdur. Anemi, bağırsak parazitleri, hastalıklar çocukta iştah kaybına neden olabilir.
Okul öncesi çocuklarda yeme sorunları büyük ölçüde psikolojik nedenlerle ortaya çıkar. Çünkü beslenme bu dönemde, çocuk ve ailesi arasındaki duygu alışverişini belirtmenin en iyi yoludur. Bazı çocuklar dikkat çekmek için beslenmeyi reddedebilirler. Bu durumda yemekten önce çocuğun hoşlanacağı bir şeyler yapmak, örneğin oyun oynamak yararlı olabilir. Çocuk tarafından yiyeceğin reddedilmesi, anne – babaya karşı kullanılan güçlü bir silahtır. Aile ve çocuk arasında yaşanan olumsuz yeme davranışının devam etmesi, bazen anksiyeteye kadar varan sorunlara neden olur.
Öncelikle çocuğun beslenme durumu değerlendirilmelidir. Bunun için besin tüketimi için aileden 3 günlük ayrıntılı beslenme anemnezi alınır ve günlük tüketilen enerji, protein ve diğer besin öğeleri miktarları hesaplanır.
Çocuklar genellikle içmeyi, yemeğe tercih ederler ve böylece kolayca doygunluk hissi duyarlar. Bu çocukların ailelerine, yemekten 1 saat önce ve yemek sırasında çocukların sıvı alımını kısıtlamaları önerilir.
Çocuk biberon kullanıyorsa, biberon bardakta değiştirilmeye çalışılır. Böylece çocuğun sıvı alımı kendiliğinden azalır. Günlük süt miktarı 2 su bardağı ile sınırlıdır.
Çocuğun besin seçimindeki öncelikleri dikkate alınarak farklı tat, kıvam, renk ve çeşitlilikte besinler sunulur.
Yemek porsiyonları annenin kendi ölçüsüne göre değil, çocuğun gereksinimine göre ayarlanır.
Yemek için yeterli zaman verilir. Ancak yarım saatten fazla uzamasına da izin verilmez.
Bir öğünde verilen besin reddedildiyse, tamamen farklı bir besin denenir. Onun da reddedilmesi halinde, bir sonraki öğüne kadar herhangi bir besin verilmeden beklenir.
Ara öğünlerin, küçük porsiyonlar şeklinde olmasına dikkat edilir. Aksi halde bir sonraki ana öğünün yenmesi engellenir.
Herhangi bir nedenle ( özel durumlar dışında) ödül olarak şeker ve tatlı türünden besinlerin verilmemesine özen gösterilir.
Yiyecekler çocukların kolay yiyebileceği türden hazırlanır. Örneğin, küçük dilimlenmiş havuç, salatalık, küçük şekillenmiş köfte, sigara böreği, karikatürize edilmiş kurabiye, kek vb. besinler çocuklar tarafından kolay tüketilir.
Çocuklar anlatılanı değil, gördüklerini taklit ederek öğrenirler. Bu nedenle anne – baba ve çocuğun bakımından sorumlu diğer kişilerin olumlu yeme davranışı içinde olmaları gerekir.
Grup halinde, yaşıtlarıyla yemek yemek yada arkadaşlarının evinde, restoranda, piknikte yemek, çocuklarda, özellikle seçici çocuklarda olumlu yeme davranışının gelişmesine yardımcı olur.
Geçici olarak bir yiyeceğe düşkünlük veya reddetme okul öncesi dönemde görülen yaygın bir sorundur. Normal gelişimin bir parçası olarak kabul edilen bu durum, çocuğun bağımsızlığının bir ifadesidir. Bu nedenle ailelere, çocuğu yemek konusunda zorlamanın doğru olmadığı, bunun sorunu kötüleştireceği, ancak reddedilen besinin bir süre sonra tekrar denenmesi gerektiği belirtilir.
Yemek saatlerinin, çocuğun gününün hoş bir bölümü olmasına özen gösterir.
Öğünlerin düzenli olarak, günün belirli saatlerinde yapılmasına dikkat edilir.





Dyt. Özlem Sert Aydın
http://www.ozlemsert.com

28 Nisan 2013 Pazar

Çocuk Beslenmesinde Bal

Çocuk Beslenmesinde Bal
.Besleyici ama dikkatli tüketilmesi gereken mucizevi besin; BAL
cocuk beslenmesinde bal onemliZenginve özel bir besin kaynağı olan bal bebek ve çocuk beslenmesinde çok önemlidir. Sindiriminin kolay olması , içeriğindeki yararlı maddeler sayesinde iştah aç ıcı, sakinleştirici ve daha birçok faydası bulunmaktadır ama dikkatli tüketilmesi şartıyla.

Bal içerisinde C. Botulinum adı verilen bir bakteri bulunabilmektedir. Yetişkinler için tehlikeli olmayan ama 1 yaşına girmemiş bebeklerde bağışıklık sistemi gelişmediğinden Brulizm hastalığına, alerji, astım hatta solunum ve sinir felcine dahi yol açabilmektedir. Hastalık kabızlıkla başlar, yeme sorunları, yemeği yutamama, ses kısıklığı, hareketlerde yavaşlıkla kendisini gösterir. Doğal ve besleyici bir besin olmasına rağmen içeriğindeki toksik ve alerjen maddeler nedeniyle ileriki yaşlarda bu besine karşı alerji ve astım gibi hastalıklara zemin hazırlayabilmesi mümkündür. 1 yaş oncesinde yedirilmemesi, bebeğe ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesi gerekir. Yapılan bazı araştırmalar ani bebek ölümlerinin nedenleri arasında balı göstermektedir.
Hamilelik ve emziklilik döneminde annenin bal tüketmesinde herhangi bir sakınca yoktur, hatta faydası bulunmaktadır. Ama annelerin çok sık yaptıkları bir yanlış vardır ki oda bebeğin rahat meme emmesi için meme başına bal sürülmesi, ağlamasının kesilmesi veya rahat uyuması için emziğinin bala batırılarak bebeğe verilmesidir. Annelerimizden, anneannelerimizden gördüğümüz bu gelenek malesef ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
Vitamin ve mineraller sayesinde besleyici ve birçok hastalıklara karşı koruyucu hatta tedavi edici özellik gösteren balda B1, B2, B3, B5 ve C vitaminleri ve kalsiyum, magnezyum, demir, kükürt, potasyum, fosfor gibi mineraller bulunmaktadır. İçerdiği maddeler sayesinde antimikrobiyal özelliğe de sahiptir. 1 yaşa kadar tüketilmesi önerilmeyen ama çocukların sağlıklı gelişimleri için tüketmeleri gereken bal, çocuklarda sıklıkla görülen demir eksikliğine, kemik hastalığı olan raşitizme ve barsak tembelliği, kusma, öksürük, bronşit , difteri, boğmacada tedavi edici olduğu bilinmektedir.

Beslenmede çok önemli yeri olan balın çocuğunuzun ileriki yaşantısında mahrum kalmaması için bir beslenme uzmanına danışarak ve belli bir yaştan sonra azar azar verin .
Bebeğinizi ilk 6 ay sadece anne sütü ile besleyin.
İlk 1 yaşa kadar allerjik ve toksik etkisi bulunabileceği için bal yedirmeyin.
Biberonu içerisine veya emziğine tatlandırmak için bal ilave etmeyin.
Dyt. Özlem Sert Aydın
http://www.ozlemsert.com

9 Ocak 2013 Çarşamba

Çocuklarda ishal ve beslenme

İshal, emilim ve sekresyonun azalması ile dışkı miktarının, sayısının bozularak yumuşak, sıvı bir görünüm alması ve günde üçten fazla sıvı dışkılama olarak tanımlanmaktadır. Özellikle küçük bebeklerde beslenmelerine göre dışkılamaları da değişmektedir, yenidoğanda günde 3-6 kez, ilk yaşın sonuna kadar günde 2-3 kez olmaktadır.
Bebek ölüm oranının en yüksek olduğu ülkemizde ölüm nedenlerinin başında ishal gelmektedir. Nedenlerine baktığımızda yetersiz beslenme, ek besinlere çok erken veya geç başlanması, aşırı beslenme, enfeksiyonlar, besin zehirlenmeleri, antibiyotik kullanımı ve metabolik hastalıklar gelmektedir.
İshali olan çocuğa bol su ve sıvı besinler verilmelidir.
Çocuğun ishal sırasında uygun besinlerle beslenmesi belirtileri de azaltacaktır.
Aşırı kusma veya bilinç kaybı yoksa çocuk muhakkak beslenmelidir.
Çocuğa ORS..oral rehidratasyon sıvısı.. verilmelidir. Her dışkılamadan sonra 2 yaşından küçük ise 50-100ml, 2 yaşından büyük ise 200ml.
Dünya Sağlık Örgütüne göre ORS karışımının yanı sıra evde hazırlanacak tuz ve şeker karışımı solüsyonda tedavide kullanılabilir. 1 lt. kaynatılmış ve ılıtılmış su içerisine 1 çay kaşığı yemeklik karbonat, 1 çay kaşığı tuz ve 8 tatlı kaşığı şeker ilave edilerek hazırlanabilir.
ORS’nin yanı sıra çocuğa kaynamış su, açık çay, tuzlu ayran, meyve suyu, yoğurtlu pirinç çorbası verilebilir.
Bebek anne sütü alıyorsa anne sütünün enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisinden dolayı emzirilmelidir. Bebek inek sütü ile besleniyorsa, süt ilk 2 gün yarı yarıya sulandırılarak verilmelidir.
Bebek ek besinlere başlamışsa pirinç lapası, patates püresi, potasyumdan zengin meyve suları, ayran, yağsız et, acısız tarhana çorbası verilebilir.
Şeker ve şekerli yiyecekler osmolariteyi artıracağından ve barsaklarda patojen..hastalık yapan.. bakterilerin çoğalmasına neden olacağından verilmemelidir.
Pirinç içeriğindeki su tutucu özelliği olan glisinden dolayı dışkı sayısını azaltacaktır.
İshal süresince çocuğa çiğ sebze ve meyve, besin değeri olmayan çok sulu çorbalar..şehriye gibi.., kepekli tahıllar, kepekli ekmek, acılı yiyecekler, yağ içeriği yüksek besinler verilmemelidir.
Besinler 3-4 saatte bir, zorlanmadan ve iyi pişmiş olarak verilmelidir.
İshalden korunmak için;
İçme suyuna dikkat edilmelidir, su kaynatılmalı ve ılıtıldıktan sonra verilmelidir. Sebze ve meyveler bol su ile yıkanmalıdır. Yemekler dışarıda bekletilmemeli muhakkak buzdolabında saklanmalıdır. Yiyecekler hazırlanmadan önce, tuvaletten sonra, bebeğin bezi değiştirildikten sonra muhakkak eller sabunla yıkanmalıdır. Hijyen kurallarına dikkat edilmeli ve ailecek uyulmalıdır.

Dyt. Özlem Sert Aydın
http://www.ozlemsert.com
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız